Geri Umudu ve Adaleti Yeniden Tesis Etmek: Türkiye'deki Depremlerin Ardından Bir Avukatın Kadın Hakları Mücadelesi

25 March 2025
  • Diminuer la taille du texte
  • Augmenter la taille du texte
  • Imprimer la page
  • Imprimer en PDF
Umudu ve Adaleti Yeniden Tesis Etmek: Türkiye'deki Depremlerin Ardından Bir Avukatın Kadın Hakları Mücadelesi

2023 yılında Türkiye'yi sarsan depremler, yalnızca binaları yıkmakla kalmayıp hayatları da kökten değiştirdi. Bu büyük yıkım, pek çok yaşamı altüst etti; çok sayıda kadını savunmasız, yerinden edilmiş ve zorlu koşullarla baş etmek zorunda bıraktı.

Hataylı bir avukat olan Fatma Serap Balakan için bu kadınlara adli yardım sağlamak bir mesleğin gerekliliği olmanın ötesine geçerek bir göreve dönüştü. Avrupa Konseyi ve Türkiye Barolar Birliği (TBB) tarafından "Türkiye'de Kadınların Adalete Erişiminin Desteklenmesi" Projesi kapsamında gerçekleştirilen hibe sözleşmesi çerçevesinde, Fatma Serap Balakan, afet sonrasında ortaya çıkan hukuki zorlukların aşılmasında kadınlara destek verdi.

Afetten etkilenen bölgelerde adli yardıma erişimde önemli zorluklar yaşanabiliyor. Balakan'ın belirttiği gibi, ulaşım ve iletişim sistemlerinin büyük ölçüde aksaması neticesinde hukuki hizmetlere erişim de zorlaşıyor. Sayın Balakan’ın ifadeleriyle, "Birçok kadın barınma konusunda güvenceleri olmadığı için de korku içinde yaşıyor ve bazıları doğrudan eşleri tarafından tehdit ediliyor". Ancak Balakan en büyük zorluğun, kadınların hukuki sorunların yanı sıra hayatta kalma ve travmayla başa çıkma mücadelelerinden kaynaklanan psikolojik hasar olduğunu düşünüyor.  

Afet sonrası süreçte adli yardıma erişimin özellikle toplumsal cinsiyete dayalı şiddete maruz kalan kadınlar için hayati önem taşıdığını vurgulayan Sayın Balakan, "Hukuki destek hayatları değiştirebilir. Kadınların daha güvenli ve umutlu bir gelecek kurmalarına yardımcı olur" diyor. Bununla birlikte, Sayın Balakan, pek çok kadının haklarını bilmediğini ya da hukuk sistemini fazla karmaşık bulduğunu belirtiyor ve "Haklarını öğrendiklerinde kendilerine olan güvenleri artıyor. Adalete olan inançları tazeleniyor. Bilgi güçtür." ifadelerini kullanıyor.

Sayın Balakan, adli yardımın hukuki çözümlerden daha fazlasını sağladığını, kadınlara yalnız olmadıklarını hissettirdiğini vurguluyor. "Onlar için mücadele edecek birinin olması, onlara psikolojik olarak desteklendiklerini hissettiriyor. Daha önce kendilerini güçsüz hissettikleri konularda harekete geçmeleri için onlara güç veriyor."

Hukuki meselelerin ötesinde, kadınların günlük yaşamlarında karşılaştıkları büyük zorluklara da tanık olan Balakan, kadınların hukuki sorunlarına odaklanabilmeleri için önce barınma, ısınma ve gıda gibi temel ihtiyaçlarının karşılanması gerektiğini belirtiyor. "Ne yazık ki temel ihtiyaçların karşılanmasında hala ciddi sorunlar var. Kadınların acilen insani yardım, sağlık ve güvenlik hizmetlerine erişmesi gerekiyor. Temiz su ve altyapı eksiklikleri halk sağlığını tehdit etmeye devam ederken, geçici konutlardaki elektrik kesintileri ve yetersiz aydınlatma, kadın ve çocuklar için daha fazla risk oluşturuyor."

Sayın Balakan'ın karşılaştığı en önemli hukuki sorunlardan biri boşanma. Balakan'a göre bölgedeki pek çok kadın ekonomik olarak bağımsız değil ve adli yardıma erişimin imkansız olduğunu düşünüyor. Yeterli hukuki bilgiye sahip olmadıklarından, evliliklerini sona erdirmenin sonuçlarından korkuyorlar ve özellikle çocuklarının velayeti konusunda endişe duyuyorlar. Sayın Balakan, "Onlara hukuki süreci açıkladığımızda ve gerekli desteği sağladığımızda korkuları azalmaya başlıyor ve kendilerini gerekli adımları atma konusunda daha güçlü hissediyorlar" diyor.

Depremlerden önce boşanma işlemlerini başlatmış olan kadınların, başka bir barınma imkanlarının olmaması nedeniyle istismarcı eşleriyle birlikte yaşamak zorunda kalmaları özellikle ciddi bir sorun. "Depremden önce ayrı yaşayan pek çok kadın, geçici barınma alanlarına erişemediği için şiddet uygulayan eşleriyle ya da güvensiz aile ortamlarında kalmaya mecbur bırakıldı."

Sayın Balakan, afetten etkilenen bölgelerde kadınlara daha etkili koruma sağlanabilmesi için daha iyi yapılandırılmış bir yaklaşım benimsenmesini savunuyor. "Konteyner kentlerde, kadınların ve çocukların adalete güvenli bir şekilde erişebilmelerini sağlamak için güvenlik birimlerinin yanında adli yardım büroları bulunmalıdır. Avukatlar orada nöbetçi olarak görevlendirilebilir" önerisinde bulunuyor. Ancak en acil ihtiyacın, afet sonrasında kadın ve çocuklara yönelik şiddet ve ev içi şiddetle mücadeleye yönelik kapsamlı bir acil durum eylem planı olduğunu vurguluyor.

Büyük zorluklara rağmen Sayın Balakan mesleğini sürdürmekte kararlı. Çünkü depremden etkilenen bölgelerdeki pek çok kadın için adli yardım bir hizmetten çok daha fazlası - güvende hissetmeleri, güçlenmeleri ve kendi ayakları üzerinde durabilecekleri bir geleceğe ulaşmalarını sağlayan bir destek mekanizmasıdır.

"Türkiye'de Kadınların Adalete Erişiminin Desteklenmesi" Projesi, Avrupa Birliği ve Avrupa Konseyinin "Batı Balkanlar ve Türkiye'ye Yönelik Yatay Destek" ortak programının bir parçasıdır. Kadınlar için adli yardım hizmetlerinin erişilebilirliğinin ve kalitesinin arttırılmasına, sivil toplum da dahil olmak üzere kilit paydaşların desteklenmesine, ve Türkiye'deki kadınlar arasında hukuki farkındalığın ve okuryazarlığın arttırılmasına katkıda bulunmaktadır.