Dünya çapında yaklaşık 49 milyon çocuk, zorla yerinden edilmiş ve bunların çoğu refakatsiz veya ailelerinden ayrı düşmüş durumdadır. Bu çocukların acil koruma ihtiyaçlarına karşılık olarak, “Göç Bağlamında Refakatsiz ve Ailesinden Ayrı Düşmüş Çocuklara yönelik Alternatif Bakım Düzenlemeleri” konulu bir çevrim içi konferans düzenlendi. Konferansa, Avrupa’nın dört bir yanından çeşitli meslek gruplarından uzmanlar katılarak insan hakları standartlarını vurguladı, umut vaat eden uygulamaları paylaştı ve göç halindeki refakatsiz çocuklara yönelik alternatif bakım modelleri üzerinde durdu.
Özel bir oturumda, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatları, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nin yaş tespiti, vasilik ve yetişkinliğe geçiş ile ilgili tavsiyeleri ve Birleşmiş Milletler Çocukların Alternatif Bakımı Rehber İlkeleri'ne atıfta bulunularak, göçmen çocukların refahını ve haklarını korumak ve onlara bakım sağlamak için devletlerin yükümlülükleri vurgulandı.
Sığınmacıları misafir etme konusunda Avrupa'nın önde gelen ülkesi olan Türkiye, konferans sırasında sunulan “Göç Bağlamında Refakatsiz ve Ailesinden Ayrı Düşmüş ocuklara yönelik Alternatif Bakım Düzenlemeleri” başlıklı değerlendirme raporunun odak noktası oldu. Raporda, mevcut bakım uygulamaları ele alınmakta ve ülkedeki refakitsiz çocuklar için alternatif bakımın güçlendirilmesine yönelik öneriler sunulmaktadır.
Son oturumda katılımcılar, İrlanda, Lüksemburg, Hollanda, İspanya ve Türkiye'den elde edilen pratik deneyimler ve bilgilerden yararlanarak, koruyucu aile bakımı, akraba bakımı, destekli bağımsız yaşam ve destekli barınma gibi çeşitli alternatif bakım modelleri hakkında bilgi edindiler.
Konferans sırasındaki tartışmalar, göç halindeki çocukların dayanıklılıklarını, ihtiyaçlarını ve görüşlerini dikkate alan kapsayıcı, hak temelli ve sürdürülebilir bakım çözümlerinin geliştirilmesinin önemini vurguladı.
Bu konferans, Avrupa Birliği ve Avrupa Konseyi ortak programı “Batı Balkanlar ve Türkiye'ye Yönelik Yatay Destek Programı” çerçevesinde "Türkiye’de Göç Bağlamında İnsan Haklarının Korunmasının Güçlendirilmesi” eyleminin bir parçası olarak düzenlenmiştir.